içinde annemlerin salonundaki 1176 kişilik yemek masası ve de kuyruksuz bir siyah piyano bulunan yeni odam şimdiki evimin alt katındaydı, rüyanın bir anında yatağımda oturup bu odayı neden hiç kullanmadığımı ve piyanom olmasına karşın neden onu hiç çalmadığımı düşünüyor, kendi serkeşliğime kızıyordum. sonra çoğunu hatırlamadığım bir sürü olay, bir sürü kavga dövüş, birileri birilerine kebap ısmarlayıp duruyor ve ben niyeyse çok kızıyorum buna. sürekli bir "yapmamalıyım, olmuyor" hissi.
sonra onunla birlikte bir arabaya binip denizin üzerinden sürdük arabayı-daha önce bir kere de denizde sandallarda yaşayan bir kabile görmüştüm, tohumlarını denize savurup çimlenmesini bekliyorlardı- , piyanom tepemizde tüm heybetiyle boğaz köprüsü olarak duruyordu ve bu çok normaldi, acayip normal. sanırım bir piyanom olduğu için biraz dalga geçiyordu benle. ama arabayı sürüp sürüp ulaşamadık bir türlü oraya. hep yakınlaştık ama hiç ulaşamadık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder