7 Mayıs 2011 Cumartesi

oda orkestrası


epey zaman olmuştu rüyalarımda yeni bir oda bulmayalı, rüya otoriteleri diyorlar ki bunun meali kendinle ilgili yeni birşey keşfetmekmiş. neyi keşfettiğimi hiç bilmesem de bu yaşa gelip de hala keşfedilecek yanım kalmasına sevinsem mi üzülsem mi onu da bilmiyorum ama dün geceki karşılaşmanın sayısız bira sonrası şuursuz bir açık sözlülüğe denk gelmesi ve artık bir yudum bile içemeyecek kadar midem bulanıyorken bile o tangoya devam edebilmek güzeldi...hiçbir zaman vals olmayacak. şanslı olursak salsa...danslar arasında bir tek salsayı katlanılabilir bulurum.
içinde annemlerin salonundaki 1176 kişilik yemek masası ve de kuyruksuz bir siyah piyano bulunan yeni odam şimdiki evimin alt katındaydı, rüyanın bir anında yatağımda oturup bu odayı neden hiç kullanmadığımı ve piyanom olmasına karşın neden onu hiç çalmadığımı düşünüyor, kendi serkeşliğime kızıyordum. sonra çoğunu hatırlamadığım bir sürü olay, bir sürü kavga dövüş, birileri birilerine kebap ısmarlayıp duruyor ve ben niyeyse çok kızıyorum buna. sürekli bir "yapmamalıyım, olmuyor" hissi.
sonra onunla birlikte bir arabaya binip denizin üzerinden sürdük arabayı-daha önce bir kere de denizde sandallarda yaşayan bir kabile görmüştüm, tohumlarını denize savurup çimlenmesini bekliyorlardı- , piyanom tepemizde tüm heybetiyle boğaz köprüsü olarak duruyordu ve bu çok normaldi, acayip normal. sanırım bir piyanom olduğu için biraz dalga geçiyordu benle. ama arabayı sürüp sürüp ulaşamadık bir türlü oraya. hep yakınlaştık ama hiç ulaşamadık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder