bunu sadece unutmak istemediğim için yazıyorum. kardeşimle aynı odayı paylaştığımız son evimizdeydik. herşeyi birlikte yapmayı seviyorduk, bir de ben o zamanlar yönetmeyi seviyordum sanırım odamızı birlikte topluyor duvarları birlikte süslüyorduk. bir oyuncağımız vardı ince ayakları üzeridne duran tüyden bir kafa. sadece peluş tüy. avuç içi kadar küçük birşey. hediye mi gelmişti bi fuardan mı alınmıştı hatırlamıyorum orasını. ama gözde oyuncaklarımızdan biri değildi. bir de ayakları kırıldığı için herhalde ayakta durmuyordu. "atalım bunu artık, sen git çöpe at" dedim. kardeşim oyuncağı alıp gitti . bir süre dönmeyince peşinden mutfağa gittim ve kardeşimi masada elindeki oyuncağa bakıp ağlarken buldum. sonra onu bantla dolap kapağına yapıştırdık.
hayattaki en büyük sevinçlerimden biri, en büyük sevgimdir kardeşim. ne kadar güzel ve duyarlı bir yandan da ölçülü ve tutarlı bir yetişkine dönüştüğünü her fark ettiğimde içimde sevgi ve gurur karışımı birşeyler kabarır.
11 Şubat 2014 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder