31 Ekim 2009 Cumartesi

catharsis

---bu gece sorduğun sorulardan birinin cevabı bu----

26 Ekim 2009 Pazartesi

off we go...

görüyorsun ki artık hayat seni en beklemediğin yerlerde bile direnişe çağırıyor. bakmayı bilirsen her yerde bir direniş olasılığı, herkeste sadece direnmekle tatmin olacak bişeyler var.

A LAS BARRICADAS...

--FARMAKOLOJİ VE NÖROLOJİ DİRENİŞ CEPHELERİDİR.
--BİLİNCİNİ KULLANABİLEN İNSAN BİLİNCİNİ DEĞİŞTİREBİLEN İNSANDIR (HEMEN ÖZNE..HEMEN!)
--BİLİNCİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN BİLİNCİN BİLGİSİNE SAHİP OLMAK ELZEMDİR.
herşeyin fiziksel ve kimyasal olduğunu kabul ettikten sonra tarihin maddeden farklı bir işleyişi olduğunu kabul etmek tutarsızlık değil mi?
belki doğada sistemler nasıl değişiyorsa,tarihte da aynen öyle değişiyordur.

no doxa!

Nothing we can perceive of our environment is a direct grasps full reality, what we perceive is a twisted understanding of a limited access to reality.

nothing we can talk of can reach beyond the boundaries of our images. But exactly are the process of those images which act in and even change the physical environment?

There we need the help of Spinoza to help us assume that nothing we can know of are more than piles of proteins synthesized and stored in brain. bunch of chemical and physical causality twisted in many levels and maintains selection for it is beneficial for all levels of substance. You are attributing fear to events because your neural processes fire differently at that time causing a protein synthesis. Your fear may become extinct through different processes which will eventually result in a better image of your self. What we refer to as substances, attritutes and modes are different mental representations through our very own subjectivism and led by the same course of nature however categorized under different paradigms in every sense. Commensurability is essential for an integration of all our knowledge on all courses of nature.

But are we sure that those processes are nomological and deterministic. Our consciousness floats in time in its own movement where we look at and see "evolution". It has taken millions of years for human understanding to come to realize the significance of time over substance in all levels.

Let's see where consciousness leads us?
Or can we lead it?

24 Ekim 2009 Cumartesi

LİMİTS

CONSCIOUSNESS IS A VESTIGIAL ADAPTATION...MAYBE NOT AS A WHOLE BUT WHO SAID CONSCIOUSNESS WAS A WHOLE ANYWAY? AT LEAST SOME ASPECTS TO IT ARE VESTIGIAL FOR SURE SINCE WE HAVE RUINED THE HELL OUT OF OUR PRIMAL SOURCES OF LIFE IN OUR ECOLOGICAL NICHES. CONSCIOUSNESS IS A VESTIGIAL ADAPTATION WHICH WILL EITHER LEAD ITS WAY THROUGH EXTINCTION OR A SOLUTION..THIS IS NOT A TELEOLOGICAL STATEMENT, IT IS PURE NON-DETERMINISM ON THE EXACT OPPOSITE.

BUT THE BASIC PROBLEMATIC ABOUT CONSCIOUSNESS IS ITS CAUSALITY WITH PHYSICAL EVENTS SINCE CAUSALITY IMPLIES DETERMINISM AND NOMOLOGY. HOWEVER SOME FUNCTIONS OF MIND SUCH AS CHOICE IS ANOMAL.

MAYBE CONSCIUSNESS IS JUST A POSSIBLE PARADOX SCIENCE TELLS US THAT EVERYTHING IS POSSIBLE AND UNUSUAL. PARADOXES EXIST IN NATURE, RIGHT? OR ARE THEY ONLY CONCEPTUAL AND IMAGINARY? OR THAT THEY LEAD US TO DOORS THAT LANGAUGE AND DISCOURSE IS THE PANDORA BOX OF ALL THE INCONSISTENCY GOING ON AROUND HERE?

THE ASSUMPTED SOLUTION TO THE QUESTION IS A MENTAL PROCESS AIMED AT "EXPLAINING" ITSELF. BY THE WAY CONSCIOUSNESS REALLY SUCKS IN GRASPING THE REALITY OF NATURE AS DISPUTED BY MANY INTELLIGENT PEOPLE. SO WHY ARE WE ANTICIPATING OUR MINDS AT THIS GIVEN TIME TO FIGURE OUT THIS PARADOX WHICH IS ABOUT ITSELF? WE WOULDN'T HAVE THE PROBLEM IN THE FIRST PLACE IF OUR MINDS HAD THE CAPACITY TO SOLVE IT.

BUT AS I HAVE TOLD BEFORE CONSCIOUSNESS FLOATS IN TİME. AND WE DON'T KNOW WHAT OTHER TIMES WILL BRING.

23 Ekim 2009 Cuma

resistance is everywhere, everyday

yapılar çöktü...sistemler tek darbeyle yıkalacak yapılar değil.r..baskıyı ve sömürüyü(esas olan sömürü mü baskı mı-ya da iktidar?) tüm akıldışılığıyla kendini her yerde kuruyor. kök salan, dallanıp bu birşeyi tek bir balta darbesinde nasıl yere indirebilirsin ki?
biz de ağlar halinde örgütlenirsek, hem de bu sefer sadece sömürüldüğü sözleşmelerle ortaya konanları değil, tüm ezilenleri yanımıza alırsak, , militan bir hayat kurgusuna transfer olmak zorunda kalmadan ama bazen sokağa çıkmaktan da yerinmeden, sokağa çıkamayanı yanımızdan itmeden, bizle aynı kitapları okumayanı buna mecbur etmeden olduğumuz her yerde her alanda baskıya ve sömürüye karşı elimizdeki tüm araçlarla direnirsek belki bir yerinden çökertir, belki soyumuzun devamına daha elverişli bir dünya kurabiliriz.
,

22 Ekim 2009 Perşembe

poincaire'den

"The scientist does not study nature because it is useful; he studies it because he delights in it, and he delights in it because it is beautiful. If nature were not beautiful, it would not be worth knowing, and if nature were not worth knowing, life would not be worth living. Of course I do not here speak of that beauty that strikes the senses, the beauty of qualities and appearances; not that I undervalue such beauty, far from it, but it has nothing to do with science; I mean that profounder beauty which comes from the harmonious order of the parts, and which a pure intelligence can grasp."


20 Ekim 2009 Salı

save yourself, don't leave the house

bu ülkenin 90'lı yıllarında, bir pik olarak 95-96'da unutulmuş, bastırılmış, köşeye sıkıştırılmış birşeyler ortalığa saçıldı, üniversitelerden ve emekçi mahallelerinden sesler yükseltenlerin şanslı olmayı başaranları tarihin en çabuk yaşlanan devrimcileri olarak kübiklerde ve alışveriş merkezlerinde geçen yeni hayatlarını kurmakta zorlanmadılar..bu şarkı hepsine gelsin...faşizme karşı direnişin ağlak bir romantizmden başka birşey katmadığı, yeni bir dünya düşüncesinin ise zaten yenilmeye mahküm bir ütopya olduğunun ötesinde bir politik öngörü kazanamamış herkese...
keşke eski solcuların reklamcı olmasının kaçınılmaz, kapitalizmin yenilmez olduğuna o kadar kolay ikna olmasaydınız...keşke kapıldığınız o dalgada yüzmeyi de biraz olsun öğrenebilseydiniz...keşke türkçe yazılmış en ironik küçük burjuvazi eleştirisini deftere geçireceğinize biraz aynasına baksaydınız...konformizmin politik bir tercih olduğunu anlasaydınız...
o zaman şimdi facebookta direnişleri selamlayıp, sanal sözlüklerde muhalifliği kimseye bırakmayıp, sonra batasıca şirketlerinizi kalkındırmak için toplantıdan toplantıya koşmakta zorlanırdınız belki...kürt çocukların kaderine gözyaşları dizip kendi veletlerinizin sınıfsal donanımı eksik kalmasın diye zamanınızın çoğunu alışverişe harcarken bi durup "napıyorum ben" derdiniz...ama tiksinmeden kurduğunuz küçücük düzenleriniz, evleriniz, plasmalarınız, ikea turlarınız, bebek bakıcılarınız, modern çağın gerekleri diye gerekçelendirdiğiniz meta fetişizminiz, gerekçelendirme gereği bile duymadığınız korkaklığınız sizi bu gidişattaki gerçek yerinize koyarken vicdanınız ve bilinciniz facebookta iki tıklama ile susuyorsa belki sizin tarafınız zaten orasıydı.
PASS IT ALONG/CHUMBAWAMBA
send this song to twenty people
add your name, don't break the cycle
pass it along by word of mouse
save the world, don't leave the house
because a virtual office in a virtual home
means you'll never have to drive through the wrong part of town
pass it along by word of mouse
save the world, don't leave the house
pass it along, don't leave the house
pass it along, don't leave the house
where do you want to go today?
somewhere you could never take me
pass it along, pass it along
so here's your final resting place
your heaven is protected by security gates
shut out the world, it's getting worse
save yourself, don't leave the house
because a happy future is a thing of the past
and there's always another repeat (repeat)
shut out the world, it's getting worse
save yourself, don't leave the house
pass it along, don't leave the house
pass it along, don't leave the house
where do you want to go today?
somewhere you could never take me
brave new world population one
just pass it along...

19 Ekim 2009 Pazartesi

o çocuklar

niye sürekli evlat ediniyorum rüyalarımda? çocukları da pek sevmem üstelik, kediler bin kat iyidir.
bu sefer de mermileri gazetecilere gösterip "bunlar bizim kalemimiz olmuş" diyen kızı evlat edinmişim. salonda oturuyorum o da oynuyor, "sürekli politik demeçler vermek zorunda değilsin, kaç yaşındasın daha?" diyorum ve açıkçası öğretilmiş laflarla konuşmaya bu kadar hazır olmasını çocuk cinsinin iticiliklerinden biri sayarak biraz da kızıyorum.

bu rüyayı gördüğüm bi de utanmadan yazdığım için tüm kürt çocuklarından özür dilerim. ceylan için yapılan eylemde o sloganı attıktan sonra pişman oldum sanırım biraz ondan. hem o yazı da kafamı karıştırdı biraz...çocuklar ne özne ne nesne olsun, kendi deliliklerinde koştursunlar, saçmalasınlar isterim...

çocukluk baki değildir...varolma hakkı tanımadığınızda van gölüne gitmek için evden kaçar.